Kurgu I; Gölge

Cadı ışığını başının üstüne yükseltti yaşlı adam, Idris’in sırlarla dolu kütüphanesinin tavanını aydınlatarak. Oldukça büyük bir keşiş hücresini andıran kütüphanenin aşınmış taşlarına kendi yaşlı gözleri ile baktı. Ardından gençliğinde boyuna göre dikilmiş olan, yılların aşındırdığı vücudunu artık yok edercesine saklayan cüppesinin eteklerini toplayıp masasına doğru ilerledi. Eklemlerinden boğuk boğuk olmuş çilli ellerini meşe masaya dayadı, cüppesini bıraktı ve cadı ışığını masaya yerleştirdi. Kan ter içinde kalarak oturdu eski sandalyeye. Yaklaşık bir asırlık keskin gözleri onu yanıltmayarak dikkatini çalışma masasının üstündeki özenle kümelenmiş belgelere çekti. Kendisine bir görev verildiğini anımsadı yaşlı Nefilim, kısa bir süre boyunca ne olduğunu düşündü. Ardından hatırladı; yaklaşan konsey toplantısı için kendisinin görmesine bile bazı ağır şartlar altında izin verilen, başka kimsenin de görmek için yetkisinin olmadığı belgelerdi masadakiler. Idris’teki okuldan mezun olduktan sonra hayata tutunamamış, kalabalığın arasına karışmış Nefilim, hayatını konseyin gizliliğine adamaya yemin etmişti. Tam da konseyin güvenini kazandığı zaman, işte ömrünü tüketmek üzereydi. Senelerce tek bir akrabasından bile haber alamamıştı. Kendisine ayrılan kütüphane kanadı ve o ufak avluda geçen hayatından ise hiç şikâyet etmemişti. Direkt konsey toplantıları için ayrılan oda ile bağlantısı olan kütüphaneden, sadece kendisinin bildiği o bölmeye girer, gerekli belgeleri düzenleyip konsey üyelerine sunardı. Kimi zaman kâtiplik yaptığı da olurdu yaşlı adamın, oysa artık eski atikliğini kaybedip ona ihanet eden eklemleri yüzünden kalem tutmayı beceremez olmuştu.

Önündeki belgelere uzandı ve inceledi. Idris dokümanları için özel üretilen hafif parşömenin dokusu tanıdıktı. Konseyin damgasının kabartılarak işlendiği belgenin sağ üst köşesine baktı, elinde tuttuğu belge üçüncü seviye önem taşıyordu. Yıllar boyunca deneyim kazanmış gözleri çabucak belge üzerinde dolaştı ve o ağdalı dilin içinden yalın gerçeği çıkarttı; elinde tuttuğu belge Aşağıdünyalıların ayaklanmak üzere olduğunu dile getiren bir rapordu aslında. Raporun kaynağı belirtilmemişti. Yaşlı adam böyle gizemlere alışık olduğundan elindeki belgeyi masaya bıraktı ve diğerine geçti. Aynı şekilde bu belge de üçüncü derece önem taşıyordu, içeriği kurtadam ve vampirlerin yerleşim yerlerini kapsıyordu. O belgeyi de kenara bıraktı ve sıradaki, birinci dereceden önem taşıyan kırmızı damgalı belgeye baktı, parşömenin hemen altına bir kâğıt parçası iliştirilmişti. İki belgenin de tarihlerini karşılaştırdıktan sonra tarihi daha evvel atılmış belgeyi incelemeye karar verdi.

►18 OCAK 2005
Konsey üyesi, Seelie Sarayı Kraliçesi Aphrodisia tarafından periler ve diğer aşağıdünyalılar arasında yaşanan nüfus mübadelesini görüşmek üzere diğer konsey üyeleri bir haftalık süreç boyunca ağırlanacaklardır. Seelie Kraliçesi’nin daveti konsey üyelerinin çoğunluğu tarafından onaylandığı için kabul edilmiştir.

►25 OCAK 2005
Yüce Idris divanının konsey üyeleri Seelie Sarayında Kraliçe Aphrodisia tarafından esir alınmışlardır. Seelie sarayının tüm giriş ve çıkışları kapatıldığından müdahale yapılamamakta, ismi açıklanmamış bir konsey üyesinin Seelie sarayının sunduklarını geri çevirmemesi üzerine Seelie Kraliçesi tutsakları üzerinde hak iddia etmekte, uzlaşmaya yanaşmamaktadır.

►28 OCAK 2005
Tüm uzlaşma girişimleri başarısız. Idris, peri nüfusundan kişileri esir alarak bu komploya cevap vermeye çalışsa da, konsey üyelerinden hala haber yok.

►12 ŞUBAT 2005
Konsey üyeleri Idris’e geri döndü. Seelie Kraliçesi yeniden divana çıkacağını ve tanıkları ile birlikte açıklama yapacağını belirtti. Can güvenliğinin sağlanması için kendi korumaları ile birlikte Idris’e girmeyi planlıyor.

►15 ŞUBAT 2005
Seelie Kraliçesi’nin kendi sözleri; “Seelie Sarayı’nın sunduklarını tatmanız için zorlanmazsınız ama ikramımızı geri çevirmediğiniz zaman sarayın bir parçası haline geleceğiniz aşikârdır. Konsey üyelerini, yani sizi, serbest bırakmamın tek bir sebebi var; Gölge, onu adlandırdığım şekliyle. Bir Nefilim, sizin için sarayıma girdi, kurallarımı yıktı ve benimle bir anlaşma imzaladı. Idris’in elimde olan kaderini iyi yönde şekillendirmem için yapılan büyük bir fedakârlık… Şimdi hepiniz özgürsünüz.”

Belge on beş şubat tarihinin ardından yırtılmıştı. Yaşlı adam o kâğıdın iliştirildiği diğer belgeyi aldı ve okumaya başladı. Elindeki belge iki bin on iki tarihliydi. Yakın zamanda Merkez’in Idris dışındaki kuruluşlarına gerçekleştirilen yağmalama faaliyetleri mevcuttu. Kaçırılan Nefilimler, öldürülen ve yaralanan Nefilimler… Yaşlı adam iki belge arasındaki bağı bulabilmek adına hızlı hızlı taradı sayfayı, ardından da aradığı şeyi buldu. Idris’in bir kez daha çözümleyemediği bir mesele gizemli bir biçimde açıklığa kavuşturulmuştu. Aşağıdünyayıların bilirkişileri ‘Gölge’ adı altında birinden bahsediyorlardı. Kütüphane görevlisi şaşırdı. Birinci seviyeden önem taşıyan bir belgede Aşağıdünyalılar arasında dolaşan dedikoduların yer alması görülmüş şey değildi. Bu, Idris’in vahim bir duruma düştüğünü mü simgeliyordu? Demek ki güvenilir hiçbir kaynak yoktu ortada. Yaşlı adam sıkıntıyla başını salladı. Cadı ışığını eline alıp ayağa kalktı. Belgeleri bir dahaki sefere ortada bırakmasa iyi olacaktı.